Aminoasitlerin merkezi karbon atomları etrafındaki yerleşimlerinden dolayı L (sol elle)- ve D (sağ elle)- formları öngörülmüştür.
D- aminoasitler vücudumuzdaki işleyişler için kullanılmaz eğer ki kullanılsaydı vücudumuzun ihtiyacı olan her bileşeni sıfırdan oluşturup kullanmamız gerekirdi. Canlı yaşantısında bunu yapabilecek herhangi bir sistem oluşumu ve evrimleşmesi bulunmamaktadır.
Canlı organizmaların hücreleri L- ve D- formda oluşan aminoasitlerden yalnızca L- formda oluşan aminoasitleri kullanmaktadırlar. Bitkisel ve hayvansal proteinlerin oluşumuna sade L-aminoasitler katılmaktadırlar. Çünkü sadece L- aminoasitler hücrelerde üretilir ve proteinlerin yapımına katılırlar. Doğal olan aminoasit formu da L- formudur.
L- aminoasitlerin biyolojik sistemlerde gerekliliğinin sebebi kısmi bir şekilde proteinlerin yapı taşları olarak temel görevlerinden, DNA molekülleri tarafından kodlanmış olan başlıca türlerden ayrıca amino asitlerin reseptörler için ligand görevi gören önemli biyolojik olarak aktif maddelerin metabolik öncüleri olmasından kaynaklanmaktadır.
L- aminoasitler hücresel olarak kolaylıkla algılanır ve hormonların salgılanması, aminoasitlerin alımı, protein sentezlenmesi ve protein bozunması (otofaji) gibi hücresel olayların oranlarını düzenleyen çeşitli hücresel tepkileri kontrol eder.
Bu sebeple gerek vücudumuzdaki esansiyel olmayan gerekse dışardan almamız gereken esansiyel aminoasitler L- formda bulunurlar.
Mutlu, sağlıklı, spor dolu günler dileriz.
Biyokimyager H.K.
SUPPLEMENT
İLGİLİ YAZILAR